Ayçiçek Hastalıkları

Downy Mildew (Köse) (Plasmopora Halstedii)
% 100 e varan verim düşüklüğü ve/veya tarla bozmalarına sebep olmakta
Belirtileri
Erken devrede özellikle soğuk/serin, yağışlı havalarda ve su basan topraklarda, çimlenme veya fide devresinde bitkiye bulaştığında tamamen öldürür.
İlk belirtileri kotiledon (çift) yapraklarda sararma, daha sonra tüm bitkiyi kaplamakta
Serin ve nemli ortam, ıslak bitki & yapraklar enfeksiyonu arttırmakta, yaprak altlarında beyaz kül renginde sporlar oluşmakta
Bodurlaşma, alt iki yaprakta kıvrılma tabla çapında ve tanede azalma ve cılızlaşma
Geç bulaşmalarda, yapraklarda daha sonra ölü bölgelere ve yaralara dönüşen sarı noktalar
Kökte yaralar renk bozulmaları, kepeklenme ve kılcal kök gelişiminde azalma.
Mücadelesi
En önemli mücadele şekli dayanıklı çeşit
Ekim nöbeti – en az 4 yılda bir aynı tarlaya ayçiçek gelecek şekilde planlanmalı
Macrophomina Phaseoli
 
Yaygın olduğu bölgeler sıcak ve kurak alanlardır.
Dünyada 300 den fazla bitkide görülen Macrophomina, ayçiçeğinde % 64’e varan verim düşüklüğüne yol açmaktadır
Tane verimi kaybı, bin tane ve tabla çapının azalması sonucu meydana gelmekte ve hastalık ayrıca tanedeki yağ oranını düşürmekte, yağ asitleri komposizyonunu ve rengini olumsuz yönde etkilemektedir.
Etkisi tane doldurma devresinde olmaktadır.
İlk belirtiler, alt yapraklarda sararma ve solgunluk, sonrası gövdede kül griden gümüş griye değişen renkte ölü bölgeler oluşmaktadır.
Bu bölgeler bitki gövdesinde yukarı doğru 30-40 cm genişliğe ulaşmakta, daha sonra renkleri koyu kahverengiden siyaha kadar dönüşebilmektedir.
Gövde dış katmanının altında ve özünde, çok küçük sclerotlar oluşmakta, bitki özü kuruyarak gri –siyah renk almaktadır.
Hastalıklı bitkiler erken olgunluğa ulaşmakta, zayıf sap ve tabla ve ince tane oluşturarak, verim kayıplarına yol açmakta ve rüzgarlı havalarda saplar kırılabilmektedir.
Köklerde de dışardan kahverengi bir görünüm almakta, iç kısımları da fazla miktarda sclerot oluşumuyla gri renkte görünmektedir.
Mücadelesi
Dayanıklılık elde edilmiş olup, dayanıklı ticari çeşitlerde de geliştirilmiştir.
Kurağa dayanıklı çeşitler aynı zamanda hastalığa da dayanıklılık göstermektedir.
Ancak kurağa dayanıklılık gösteren hibritler, Phomopsis e dayanıklılık ve yeşil kalma özelliğine de sahip olmasına rağmen, yeşil kalma özelliği ile Macrophomina ya dayanıklılık arasında bir ilişki yoktur.
Aşırı azot kullanımı hastalığın gelişimini hızlandırmakta, çiçeklenme ve tane doldurmadaki sulama ise engellemektedir.
Yine benomyl terkipli tohum ilaçlamaları da hastalığın kontrolünde etkili olabilmektedir.
Scleretonia Sclerotiorum, Scleretonia minor, Scleretonia (Corticum) rolfsii
Scleretonia sclerotiorum, 374 den fazla tür ile bitkilerde en çok görülen hastalıklardan biridir
Ayçiçeğinde kökten bulaşmaktadır.
Sulu ve nemli koşullarda, %70 e varan verim kayıplarına neden olabilir, Çiçeklenmede yüksek sıcaklık (20 - 30 º C) ve nemli şartlar hastalığı teşvik eder
Üç farklı türünün görüldüğü ayçiçeğinde S. Sclerotiorum geniş ve şekilsiz daha büyük (1-5 cm çapında) sclerotlara sahiptir
S. minor küçük, üniform, yuvarlak, 0,5-2 mm çapında siyah sclerot,
S. sclerotiorum ise geniş ve şekilsiz daha büyük (1-5 cm çapında) sclerotlara sahiptir.
Scleretonia rolfsii ise, açık kahverengiden siyaha değişen, S. minor gibi küçük ve yuvarlak sclerotlara sahip olup, ancak diğerlerinden farklı misellerinde kıskaç şeklinde bağlantılar vardır.
Scleretonia minor sadece solgunluk ve kök çürüklüğü,
Scleretonia sclerotiorum ise, belirtilerin tümünü.
S. rolfsii yaka çürüklüğü yapmakta, daha çok tropik ve subtropik alanlarda ve Akdeniz ülkelerinde görülmekte olup, fazla bir verim kaybı yapmaz.
Belirtileri - Gövde, yapraklar ve kök
 
Scleretonia solgunluğu ve kök çürüklüğü, toprakta yaşayan sclerotların çimlenmesiyle oluşan miseller ile, çimlenmeden fizyolojik olgunluğa bitkiye bulaşmaktadır.
Ancak en önemli görülme zamanı çiçeklenme öncesi ve köklerin maksimum gelişmeye ulaştığı zamandır.
Bu devrede köklerin hastalıktan çürüyüp toprak su alamadığı için, bitkilerde aniden solgunluk belirtileri başlar.
İlk solgunluk belirtilerinden 4-7 gün sonra bitkinin tamamı solmakta ve pembemsi renk almaktadır.
Hastalıklı bitkiler aynı sıra üzerinde veya belli bir bölgede.
Solgun bitkilerin köklerinde grimsi yeşilden kahverengi, beyaz küf olarak adlandırılan pamukçuklar oluşmakta, nemli ortamlarda bitki gövdesinin tabanında, topraktan 10-20 cm yüksekliğine kadar beyazlaşma meydana gelmektedir.
Şiddetli rüzgarlı havalarda köklerin çürümesiyle bitkiler kolaylıkla yatabilir.
Gövdenin içinde ve dışında siyah 3-6 mm çapında sclerotlar.
Bitki de hastalığın hafif veya geç dönemde bulaşması durumunda kökte ve gövdenin tabanında kahverengi bereler
Ancak bu durum bitkide solgunluğa neden olmamakla birlikte, sapları zayıflatmakta ve yatmaya hassas hale getirmektedir.
Belirtileri - Tabla
Çiçeklenmede, öncesi, sonrasında ortaya çıkar.
Özellikle çiçeklenmeden hasada kadar olan dönemde yağan yağışların hastalığın bulaşmasını ve gelişimini hızlandırır.
Her ne kadar ilk belirtiler tablanın arka kısmında ortaya çıkmasına rağmen, sporların ayçiçeği bitkisine yaşlı çiçek organlarından bulaşır.
Öncelikle tablanın etli yan ve arkasında, sulu çürük noktalar ve beyazımsı bölgeler şeklinde başlar.
Daha sonra hastalık tablanın içine yerleşerek, tüm tablayı ve taneleri beyazımsı ağ şeklinde misellerle kaplar.
İleri devrelerde tablanın sadece ana iskeleti kalmakta ve uzaktan süpürge gibi görünmekte.
Tablada tüm bulaşık taneler dökülmekte ve tane büyüklüğünde bazı sclerotlar da sağlıklı bitki taneleriyle birlikte hasat edilebilmektedir.
Mücadelesi
Scleretonia solgunluğu ve sap çürüklüğünde, yüzey ilaçlaması olarak, benomyl ve karışımları, bazı yabancı ot ilaçları hastalığın etkisini azaltmasına rağmen, etkin bir koruma sağlamamakta olup, dünyada şu anda ruhsat almış bir ilaç da yoktur.
Bunun yanında tohum ilaçlaması da bir diğer mücadele şekli olup, Benlate, thiophanate methyl ve Iprodione etkili fungusitler Scleretonia sporlarının toprakta çimlenmesini engellemektedir.
Scleretonia yaka çürüklüğünde ise, kimyasal mücadelede tam olarak pek fazla bir başarı elde edilememiştir.
Kalsiyum nitrat veya sülfat gübrelemesi sapta sağlamlığı attırması ve dolayısıyla hastalığın etkisini azaltması nedeniyle tavsiye edilmektedir.
Toprakta 7 yıla yakın kalması ve 1 km uzaklığa sporları ulaşabilmesi nedeniyle, ekim nöbeti pek fazla etkin olmaz.
Genetik kontrolünde, ancak orta derecede dayanıklılık elde edilebilmiş ve ticari hibritlere pek fazla aktarılamamıştır.
Scleretonia tabla çürüklüğünde ise, vinclozolin ve carbendazim karışımı bir fungusit Fransa’da ruhsat almış, ancak etkili kontrol için ilaçlamanın mutlaka tablaya doğru yapılması gerekli olup, uygulamada özellikle eğik tablalı çeşitlerde zorluklar mevcuttur.
Phomopsis (Diaporthe) helianthi
Ekonomik Önemi
Özellikle Fransa ve diğer orta Avrupa ülkelerinde büyük problem, hastalık ülkemizde ekonomik zararı yoktur.
Alfa ve Beta conidia olmak üzere morfolojik ve biyolojik açıdan iki türü mevcuttur
Tabla teşekkülünden çiçeklenmeye kadar olan dönemdeki yağışlar, nem ve sıcaklık artışı hastalık etmenini gelişimi için çok uygundur.
Belirtileri
Çiçeklenmeden sonra görülür ve erken ekimler hastalık riskini ve şiddetini arttırır.
İlk olarak alt yaprakların kenarlarında ve yaprak damarları boyunca etrafında sararma olan küçük ölü noktalar
Yapraklar kısa zamanda solarak ölmekte ve hastalık yaprak sapından gövdeye geçmektedir.
Hastalığın en önemli belirtisi, gövdenin orta ve alt kısmında açık kahverengi bereler ve ölü bölgeler veya pamukçuk.
Bu alanlar yaprak sapının gövdeye bağlandığı kısımda ve genelde gövdenin etrafını kaplamaktadır.
Daha sonra bu bölgeler gri kahverengi renk almakta, bitkiler olgunlaştığında da, normal gri renge bürünmektedir.
Hastalığın son aşaması bitkinin tamamen solmasıdır.
Hafif bulaşmada, erken olgunlaşma ve yağ oranı düşmekte.
Phoma ile karşılaştırıldığında, bereli alanlar daha geniş ve uzun (15-20 cm), daha açık renkte ve tipik olarak içeri göçük
Phomopsis de aşırı gövdedeki sünger doku ve öz azalması gelmekte ve baş parmakla bastırıldığında ezilebilmektedir.
Scleretonia ile karıştırılmakta, Phomopsis de ölü bölgelerin rengi daha koyu yani kahverengi, misel ve sclerot oluşumu.
Tüm belirtilerin karıştığı durumlarda mikroskobik inceleme
Botrythis Cinerea Pers. (Kurşuni Küf)
 
Yetişme devresinde her zaman ayçiçeğine bulaşabilir. Patojen bitki dokusunun herhangi bir yerinden saldırabilir.
Bazı bulaşmış tohumlar canlılığını kaybedebilir. Çıkıştan sonra sap, yaprak sapı, yapraklar ve olgunlaşmakta olan tablalar saldırıya uğrayabilir.
Kutikula mekanik bir şekilde hücre duvarlarına enzimatik şekilde girilir. Enfeksiyon genellikle yaralardan bulaşır.
Ekonomik Önemi
Serin ve nemli koşullarda daha çok görülür
% 36 ya varan verim kayıplarına yol açar
Yağ oranında azalma, yağ asitleri kompozisyonunda ve kalitesinde bozulma, hasada yakın zamanda ortaya çıktığında, yüzeysel etki yapması nedeniyle pek fazla verimi etkilemez.
Ancak diğerleri gibi, dağılmayan ve bozulmayan hastalıklı taneler depoda, hayli yüksek derecede ateşe, parlamaya ve patlamaya müsaittir.
Belirtileri
Tablalarının arkalarında kahverengi göçük noktalar şeklinde başlayan belirtiler, daha sonra özellikle nemli koşularda çürüklüklerin üzerleri, diğer tabla çürüklüklerinden farklı olarak, gri miseller ile kaplanmaktadır.
Bir diğer farklı özellik de, hastalığın yüzeysel gelişmesi nedeniyle, tabla içinde siyah sporların olmamasıdır. Hastalık sonunda tablanın ön tarafına doğru geçerek, olgunlaşma öncesi ve sonrasında taneleri de kaplar.
Mücadelesi
Kimyasal ve kültürel mücadelesi olmayıp, dayanıklı çeşit geliştirme çalışmaları devam etmektedir.
Rhizopus Tabla Çürüklüğü
Bu hastalık, tabla dokusunun kahverengi, yumuşak ve pelte gibi bir hale dönüşmesine sebep olur. Yağışlı havalarda, mantarın kalın tehdit edici lifleri enfeksiyonlu doku üzerinde belirgin hale gelebilir. Enfeksiyonlu tohumlar düşük bir çimlenme ve yüksek bir ölüm oranına sahiptir. Tablalarda parçalanma ortaya çıkar. Çiçeklenmeden sonraki enfeksiyon sıcak yağışlı havayla ve kuşların, dolunun ve ayçiçeği güvesi gibi böceklerden kaynaklanan tabla zararlarıyla beslenir ve artar.
Çiçeklenmenin sonunda tablaya uygulanan dichloran ve copper gibi kimyasallar enfeksiyonu azaltabilir.
Septoria Yaprak Lekesi
 
Çok fazla öneme sahip olmayan fungal bir yaprak lekesi hastalığıdır. Hastalık yaprak üzerinde küçük yuvarlak lekeler halinde etrafı açık renkli ortasında koyu lekeler vardır. Bu lekelerin olduğu yerdeki dokular canlılığını kaybeder. Fungal sporlar olgun yapraklarda bulunabilir. Yağışlı havalarda, rutubetli ortamlarda daha kolay yayılmaktadır. Tedbir olarak anıza ekim, dayanıklı çeşit kullanmak yapılabileceklerdir. Öncelikle bitkinin alt yapraklarında görülür. Daha sonra üste doğru yayılır. Yüksek sıcaklıkta ve çiçeklenme sonrası görülmektedir.
Alterneria Yaprak Lekesi
Alterneria türleri fidelerin çürümesi ve çökmesine neden olur. Bitkinin yeşil kısımlarında ( sap, yaprak, tabla ) kuru yaralar ve kadifemsi küf noktaları oluşur. Çiçeklerin parçalarında ve çiçek kısmı saldırıya uğrayabilir.
Mantar tohuma girdiği zaman tohumda bulaşır ve bu da kalite ve verimi azaltır. Genellikle önceden başka etmen tarafından zarar gören zayıf bitkilerde alterneria görülmektedir.
Phoma Spp.
Bu hastalık bitkinin toprak üstü kısımlarında özellikle yaprak sapının diplerinde kahverengi siyah yaralar şeklinde görülür. Bu bölgelerde sapın içi kahverengileşir ve mantarın kurutma etkisinden dolayı dokuyu kırılganlaştırır ve ayçiçeği devrilebilir. Bu mantarın en uygun derecesi 25  C ' dir. Hastalığın henüz Türkiye’de ekonomik önemi yoktur.
Puccinia Helianthi (Ayçiçeği Pası)
Bitkinin tüm toprak üstü kısımlarına saldırabilir. Hava şartlarına bağlı olarak genellikle çiçeklenme dönemlerinde olmaktadır. Bu mantar sıcak hava şartlarında iyi gelişir ve hastalık epidemik oranlarda olabilir ve epeyce zarar verebilir. Hafif bir saldırış fungusit ilaçlamasına gerek yoktur. Ekonomik önem minimumdur.
Orobanche Spp
 
Orobanche parazitinin kökleri (emeçleri), ayçiçeğinden su ve bitki besin maddelerini alacak şekilde özelleşmiş ve yaprakları küçülmüştür. Farklı renklerde çiçekleri taşıyan dalsız sapları vardır. Meyvesi kapsül şeklinde olup, çok küçük siyah-kahverengi tohumlara (0,4mm) sahiptir. Bir orobache bitkisinin yaklaşık 200,000 –300,000 adet tohuma sahip olduğu bilinmektedir. Çok küçük ve hafif olan tohumlar, toprak işleme aletleri, su ve rüzgar ile kolayca yayılmakta ve toprakta canlılığını 15-20 yıl süreyle muhafaza edebilmektedir. Orobanche ayçiçeği bitkisinin köklerinden salgılanan salgılar ile uyarılarak çimlenir ve konukçu bitkini köklerine tutunabileceği bir organ (emeç) oluşturur. Parazit bu organ sayesinde bitki köklerine tutunarak, kökün içine girer. Orobanche paraziti konukçu bitkinin köklerin içine girdikten sonra iletim demetlerine ulaşır ve buradan beslenerek orobanche bitkisi meydana gelir. Bu parazit toprak yüzeyinde görülünceye kadar bitkiye zarar vermeye başlar. Ayçiçek üretimini tehdit eden orobanche halk dilinde verem otu veya canavar otu olarak bilinir. Orobanche ayçiçeğini tanedeki yağ ve protein oranı, bitki boyu. Bin tane ağırlığı, tabla çapı ve bitki başına verimi azalmasına sebep olmaktadır. Orobanche parazitinin kökleri (emeçleri), ayçiçeğinden su ve bitki besin maddelerini alacak şekilde özelleşmiş ve yaprakları küçülmüştür. Farklı renklerde çiçekleri taşıyan dalsız sapları vardır. Meyvesi kapsül şeklinde olup, çok küçük siyah-kahverengi tohumlara (0,4mm) sahiptir. Bir orobache bitkisininYaklaşık 200,000 –300,000 adet tohuma sahip olduğu bilinmektedir. Çok küçük ve hafif olan tohumlar, toprak işleme aletleri, su ve rüzgar ile kolayca yayılmakta ve toprakta canlılığını 15-20 yıl süreyle muhafaza edebilmektedir.
Mücadele
Orobanche ile mücadelede dayanıklı çeşitlerinin kullanılması ile ve kimyasal mücadele ile mümkün olabilmektedir.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol